İki Dudak Bir Sehpa
“Eve dönmenin yollarını arşınlıyorum köhne limanlardan Ellerimde yirmi yedi kırık var Ellerim senin hatırladığın gibi değilken yapıyorum bunu üstelik son süratla Keskin virajlarla dönüyorum kurtulamadığım tutsaklıktan Bir anda ve sonsuza kadar Her veda bir bir yıkımla başlar Ve her insan kendi cesediyle yola çıkar, bir anda
Ürün Açıklamaları
“Eve dönmenin yollarını arşınlıyorum köhne limanlardan Ellerimde yirmi yedi kırık var Ellerim senin hatırladığın gibi değilken yapıyorum bunu üstelik son süratla Keskin virajlarla dönüyorum kurtulamadığım tutsaklıktan Bir anda ve sonsuza kadar Her veda bir bir yıkımla başlar Ve her insan kendi cesediyle yola çıkar, bir anda
’’ “Oysa şimdi ben, İncecik bir saz çığlığı gibi Bunca kalabalık ortasında, karanlık ve yaralıyım sırtımdan Sırtımda ardıcın imgesi, önümde yeni bir dünya, Katıksız bir aşkın suçlu sanılan sanığıyım
Sustur beni artık Rabbim, Kurtuluş iki dudak aranda
” Karanlık mı boğar bizi aydınlık mı? Her kaybedilenin ardından farklı birisi olarak karşılarız hayatı
Dün kaybedilen bugün kaybettiğimizle aynı değildir ve dünkü cesaretimiz bugünle aynı değildir artık
Çünkü kimse simsiyah ya da bembeyaz yaşayamaz hayatı, herkes biraz gridir aslında
Bu kitaptaki satırlar her düş kırıklığına aynı cevabı veremediğimizi, bazen olumlu ve umut dolu iken bazen de hayatın bazı noktalarında çaresiz hissettiğimizi resmediyor önümüze
Hayatının dönüm noktasındaki o kelime bir insanın iki dudağı arasında sıkışıkıp kalmışsa onu söküp almanın haritası bu satırlarda saklıdır