Halife Iı. Abdülhamidin Hac Siyaseti
Yayına Hazırlayan: Gülden Sarıyıldız - Ayşe Kavak XIX
Ürün Açıklamaları
Yayına Hazırlayan: Gülden Sarıyıldız - Ayşe Kavak XIX
yüzyılın ikinci yarısında hacıların sayısının 300 binlere varması, dünyanın dört bir tarafından gelen Müslümanların Hicaz’da buluşup kardeşliklerini pekiştirmesi Batılıları, özellikle Osmanlı birliğini bozmaya yönelik politikalar izleyen İngiltere’yi rahatsız etmektedir
Bu nedenle, dünya kamuoyuna, hacıların sıhhi olmayan şartlarda hac yaptıklarını, Hicaz̻'a giden Hintli Müslümanlar ve dilencilerin, buradan Avrupa’ya pek çok hastalığı ve o dönemde şiddeti gittikçe artan kolerayı taşıdıkları şayiasını yayar
Bu şayia İslam dünyasında Osmanlı Devleti ve halife alayhinde bir propaganda unsuru olarak kullanıldığı gibi, Batılı devletlerde yaşayan Müslüman tebaanın Hicaz’a gitmesi de engellenir
Batı'nın hac üzerinden yürüttüğü bu siyasetle mücadele etmek üzere, Dr
Mehmed Şakir Bey konuyla ilgili pek çok neşriyatta bulunur
1890 yılında ilahi bir işaretle, hacca gitmek üzere Seraskerlik’e başvuran Şakir Bey İstanbul’dan gemiyle Mekke’ye doğru yola çıkar
Yolculuğu boyunca uğradığı yerleri, gördüklerini en ince detaylarına kadar not alır
Cidde, Mekke, Taif, Arafat, Müzdelife, Mina, Medine ve Yenbuğulbahr’da yaptığı incelemelerde müspet ve menfi tüm yönleriyle haccı değerlendirecek verilere ulaşır
Hacı olup döndüğünde de Halife Abdülhamid bunları kendisine bir rapor olarak sunmasını ister
Bu rapor II
Abdülhamid’in hac siyasetinin bir parçası olarak hıfzıssıhhasının esaslarını oluşturacaktır
Bu bağlamda Osmanlı Devleti’nin hac siyaseti, 'siyaset-i tıbbiye” denilen bir kavramla birlikte yeniden şekillenir
Hadimü’l-Haremeyn olan Halife II
Abdülhamid’in kutsal topraklarda hacıların huzurlu bir şekilde ibadetlerini yapabilmeleri için aldığı önlemler, yaptırdığı hastane, misafirhane vb
yapılar bu raporun verileri ışığında vukubulan hadiselerdir
İşte elinizdeki eser, bu seyahatname-raporun tab’a bürünmüş halidir