Anlamın İlk İzleri
“Kur’ân’ın dili Arapçadır
Ürün Açıklamaları
“Kur’ân’ın dili Arapçadır
” Bu meşhur önermenin yanlış olduğu söylenemez; bununla birlikte doğru olması da ancak durağan bir hakikate mutabık olmasıyla mümkündür
Halbuki dil, sürekli olarak değişime uğramakta; zamana ve mekâna göre farklılık göstermektedir
O halde bu önermeye karşılık zihinlerde belirmesi gereken soru şudur: “Hangi Arapça?” Bilindiği üzere Kur’ân’ın ilk muhatapları, on dört asır önce Mekke ve Medine civarında yaşayan insanlardır
Dolayısıyla Kur’ân’ın doğru anlaşılması, bu insanların konuştuğu dile ulaşılmasına bağlıdır
Ancak ne yazık ki bu dile dair nüzul dönemi kaynaklı veriler son derece sınırlıdır
Bu durumda dildeki değişimden asgari düzeyde etkilenmek için nüzul dönemine en yakın verilere ulaşmak gerekmektedir
Bu minvalde nüzul dönemine yakın olan bir dil verisinin uzak olan verilere göre daha değerli olduğu tezini ileri süren bu eser, Kur’ân’ın anlamının ilk ve en eski izlerine hangi kaynaklardan ulaşılacağını tespit ederek bu kaynakların nasıl kullanılacağına ve verilerin nasıl değerlendirilmesi gerektiğine dair bir metot önerisinde bulunmaktadır