Sultan'ın Nehirleri
Sultan'ın Nehirleri Dicle ve Fırat nehirleri, Irak’ın sıcaktan kavrulmuş çöllerine 16
Ürün Açıklamaları
Sultan'ın Nehirleri Dicle ve Fırat nehirleri, Irak’ın sıcaktan kavrulmuş çöllerine 16
yüzyılda bereketli sularıyla hayat hediyesi taşıyordu
1 milyondan fazla keçi ve koyun ile dünyanın en büyük hurmalıkları Irak’taydı
Aynı Irak, Safevi başkentine oldukça yakınken İstanbul’a kilometrelerce uzaklıktaydı ve üstelik arada gayet zorlu bir kara yolu vardı
Bu yüzden sürekli olarak yerel darbelerin ve Safevilerin tehdidi altındaydı
Fırat ve Dicle nehirleri Kanuni Sultan Süleyman'ın önderliğinde, doğdukları Toros Dağları’ndan döküldükleri Basra Körfezi’ne kadar Osmanlı’nın oldu
16
yüzyılda Mezopotamya’da ender bir istikrar ve bütünleşme çağı başladı
Osmanlı Devleti, doğaya uyum sağlayanın hayatta kalacağını öngörerek bölgeyi kurumsallaştırdı
Gücünü adeta tabiattan alarak bölgedeki varlığını sabitledi
Nehirler Osmanlı için denizcilik, gıda, güvenlik, taşımacılık, ekonomi kaynağı oldu
Aynı zamanda Anadolu'daki üretim fazlası tahıl, metal ve kereste gibi ürünler Irak'ta ihtiyaç duyulan bölgelere sevk edildi
Bu kitap Osmanlı’nın Dicle-Fırat havzasındaki kaynak eşitsizliğini nasıl dengelediğini, Irak’ın Osmanlı ile bağlantısının nasıl güçlendiğini, Osmanlı’nın Safevilere karşı bölgedeki otoritesini nasıl sağlamlaştırdığını ele alıyor
OTSA (Osmanlı ve Türk Araştırmaları Derneği) ödüllü Sultan’ın Nehirleri çevre, doğa, kültür, devlet, toplum arasındaki yakın bağları ortaya koyan Osmanlı merkezli bir çevre tarihi