Kim Bulmuş Ki Yerini
Düş, düşünce, düşence! Düşüncelerime hükmümü geçiremiyorum, onlar boyuna, ardı ardına düşüyorlar, düşüyorlar, düşüyorlar zihnime
Ürün Açıklamaları
Düş, düşünce, düşence! Düşüncelerime hükmümü geçiremiyorum, onlar boyuna, ardı ardına düşüyorlar, düşüyorlar, düşüyorlar zihnime
Akışı durduramıyorum
Zapturapt altına almak ne mümkün! Düşünceler iradi bir üretim değil, varit şeyler: düşen, düşüveren, gelen, geliveren şeyler! Düşsel bir sağanak, göksel bir armağan bunlar
Zihnime üşüşüyorlar, tıpkı çiçeğe üşüşen arılar gibi
Kar gibi gökten düşüyorlar üstüme üstüme, bu yüzden onlara düşenceler diyorum bazen
Düş’ünce, düşü de içeriyor hem
Düşsel bir boyutu var düşüncelerin
Hem düşvari, gayriiradi ‘geliyorlar’ insana, varit oluyorlar kalbe, doğuyorlar içe
Hem de tıpkı düşler gibi gerçeklikten bir ‘kopuş’u ve düşmenin yarattığı bir sadmeyle de bir ‘yükselme’yi temin ediyorlar
Düşünce, gerçeklikten bir kopup-yükselmeyi ifade etmiyor mu bir bakıma? Düşünce düşünce zihne, varit olan varit olunca kalbe, dolan dolunca içe kopup-yükseliyoruz dünyadan
Uçmağa yükselemesek de! Kopup-yükseliyoruz ve belli bir irtifada askıda kalıyoruz bir an: Dünya ayraç içinde! Yükseliyorum, daha da, daha da ufak görünüyor dünya gözüme
Yükseliyorum, olanca karmaşasına karşın, daha bir, daha bir bütünlük içinde kendini bakışıma veriyor dünya
Ama aynı zamanda o toparlaklık ufalarak bakışımdan gitgide yitiyor da
Ben dünyadan değilim
* Edebi olanla felsefi olan arasında, dahası mensur olanla manzum olan arasında bir tereddüt, gelgit ya da geçişim olarak bu metinler, diskürsif düşünüş tarzından ve kavramsal felsefe yapma yordamından sıkılmış bir felsefecinin düşlem gücü ile anlağı birlikte-işletmeye matuf başka türlü düş’ ünme temrinleri olarak da okunabilir pekâlâ