Ol-Ân
Ol-Ân, “Ben bilinmeyen, gizli bir hazine idim, bilinmek istedim; bilineyim diye halkı (kâinat) yarattım
Ürün Açıklamaları
Ol-Ân, “Ben bilinmeyen, gizli bir hazine idim, bilinmek istedim; bilineyim diye halkı (kâinat) yarattım
” hadis-i kudsîsi mucibince Ömer Lekesiz’in şehirlerden şehirlere, mekânlardan mekânlara “yeryüzleri”nde insanın mazhar olduğu o manevî neşveyi aradığı, bu arayışını ise fotoğraf ve ilhamat üzerine kurduğu bir tefekkür sofrasıdır
Lekesiz, bu “varoluş albümü”nde, bir fotoğrafın hikâyesini baş gözüyle görüp gönül gözüyle ikrar ettiği satırlar eşliğinde okuruna sunuyor
Mescid-i Nebî’den Medinetü’z-Zehra’ya, Ayasofya’dan Marmaris’e, Priştine’den Berat’a, Malaga’dan Kurtuba’ya mekânın zaman üzerindeki tesirini ve bu zamanın insandaki ilahî nur çerçevesindeki akislerini bir nevi sohbet meclisi şeklinde okuruna açıyor
Ândaki var oluş ekseninde, Hacı Bayrâm-ı Velî’nin “Çalabım bir şâr yaratmış iki cihân âresinde” ile başlayan beyitleri ile “şâr/şehir” izleğinde ilerleyen bu satırlar, “Oku!” emr-i ilahîsinin, fotoğraf okuması üzerinden nurânî bir tını ile eyleme geçirilmiş hali niteliğinde
Ömer Lekesiz, bu okumalarını tasavvufî bir neşve, insanca bir sevinç, eşref-i mahlukatlığa uygun bir temaşa ile satırlardan sadırlara akıtıyor
Fotoğraflarla birlikte “ol”mak kavramını ânlar ile bağdaştırıyor ve gönlündeki medeniyet tasavvurunun duraklarını temsil eden şehirleri ve mekânları sırtını kadim bir geleneğe yaslayıp kendisindeki yansımalarıyla fâş ediyor